Yaş : 48
Kayıt tarihi : 30/10/08
Mesaj Sayısı : 153
Nerden : Karataş
İş/Hobiler : Lakap :
Konu: DÜŞÜNDÜRÜCÜ HİKAYELER Cuma Kas. 28, 2008 1:47 am
Kıza bir partide rastlamıştı.. Harika birşeydi. O gün peşinde o kadar delikanlı vardı ki... Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti. Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şaşırdı ama tam bir kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular. Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu. Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı... “Ben artık gideyim” demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı. “Bana biraz tuz getirir misiniz” dedi. “Kahveme koymak için.” Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı. Kahveye tuz! Delikanlı kıpkırmızı oldu utançtan ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı.
Kız, merakla “Garip bir ağız tadınız var.” dedi.. Delikanlı anlattı: “Çocukken deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım. Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben. Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum... Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar. Onları ve evimi öyle özlüyorum ki...” Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının... Kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini arayan, evini sakınan biri... Ev duyusu olan biri... Kız da konuşmaya başladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğu gibi...
O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu... Tatlı ve sıcak. Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii... Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu... Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü... 40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç” diye bir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöyle diyordu, satırlarında: “Sevgilim, bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum için beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.
İlk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki, şeker diyecekken ‘Tuz’ çıktı ağzımdan. Sen ve herkes bana bakarken, değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayı defalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim. Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok... İşte gerçek: Ben tuzlu kahve sevmem! O garip ve rezil bir tat. Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yeniden tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da...” Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı. Lafı açıldığında birgün biri, kadına “Tuzlu kahve nasıl bir şey?” diye soracak oldu..
Gözleri nemlendi kadının... Çok tatlı!.. dedi...
meltemavan
Yaş : 48
Kayıt tarihi : 30/10/08
Mesaj Sayısı : 153
Nerden : Karataş
İş/Hobiler : Lakap :
Konu: Geri: DÜŞÜNDÜRÜCÜ HİKAYELER Cuma Kas. 28, 2008 1:48 am
Her Kahve ayni tadi tasimaz! Nerede iciyorsan, kiminle iciyorsan ona göre degisir!
Sahilde oturdugun rüzgarli bir sonbahar günü, sen sevdigin dostun aglarken, ictigin kahvenin tadi kederlidir! Kahve telvesine yrüeginin acisi karisir...
Bir Pazar ögle sonrasi annenin, "hadi bir kahve yap da icelim" dedigi kahve huzurludur.. Köpükler annenin göz bebeklerinden yansir.. Dudaginin kiyisinda kalan kücük bir gülümsemedir..
Bir gece vakti zil zurna sarhos birinin ictigi kahve düsülen kuyudan cikma cabasidir.. Koyu kivamli kahverengi bir ipe tutunur cikarsin.. ciktigin an uyuyakalirsin ... ferahliktir...
Dostlarla icilen kahve nesedir.. Kakahalar köpüklerin üzerinde yüzer..
Tek basina gece vakti balkonda ictigin kahve yalnizliktir.. Acidir tadi.. Ama garip de bir keyfi, lezzeti vardir..
Baban icin yaptigin kahve sevgi doludur.. cay bardaginda, az sekerli.. Kahve gibi görünmez sana.. Ama Sicaktir dumanlari tüter ve kokusu büyülüdür..
Beklemedigin bir anda sana uzatilan kahve baskadir.. isitir insanin icini..
Yorgun oldugunda ictigin kahve hafifletir seni.. Kendine getirir, unutturur günün agirligini..
Kahve ayni kahvedir belki.. köpügüyle, rengiyle, dumaniyla ayni kahvedir... Ama icilen kahveler ruhunun süzgecinden gecer ve tadlari degisir..[/color][/color]
ela_gözlüm027
Yaş : 35
Kayıt tarihi : 24/12/08
Mesaj Sayısı : 1
Nerden : gaziantep/yeşilevler
İş/Hobiler : sporcu
Lakap :
Konu: Geri: DÜŞÜNDÜRÜCÜ HİKAYELER Çarş. Ara. 24, 2008 1:07 am
mezar başında aglayan bir kız var.mezarda yatan kadının annesi mezar başında aglayan kzın annesinin kaynanasıdır. o halde mezarda yatan kadın mezar başında aglayan kzın nesidirr..????
Yaş : 48
Kayıt tarihi : 30/10/08
Mesaj Sayısı : 153
Nerden : Karataş
İş/Hobiler : Lakap :
Konu: Geri: DÜŞÜNDÜRÜCÜ HİKAYELER Cuma Ocak 30, 2009 1:38 am
Dünya çapında bir anket yapılmış. Sadece bir soru sorulmuş:
"Lütfen dünyanın geri kalan kısmındaki yiyecek eksikliğine bir çözüm ile ilgili kişisel görüşünüzü dürüstçe belirtiniz."
Anket büyük bir başarısızlıkla sonuçlanmış. Çünkü;
- Afrika'da insanlar "yiyecek" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
- Batı Avrupa'da insanlar "eksiklik" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
- Doğu Avrupa'daki insanlar "kişisel görüş"ün ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
- Orta Doğu'da insanlar "çözüm"ün ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
- Güney Amerika'daki insanlar "lütfen" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
- İsrail'deki insanlar "dürüstlük" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
- Ve Amerikada'ki insanlar "dünyanın geri kalan kısmı"nın ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
meltemavan
Yaş : 48
Kayıt tarihi : 30/10/08
Mesaj Sayısı : 153
Nerden : Karataş
İş/Hobiler : Lakap :
Konu: Geri: DÜŞÜNDÜRÜCÜ HİKAYELER Cuma Ocak 30, 2009 2:03 am
Dünyada Türklere Sorulan Saçma Sorular
- sizin ülkede kızlar okuyabiliyor mu? - yok ben türkiyede okuyabilen ilk türk kızıyım!
* - evlerinizde elektrik var mı? - hayır, televizyonu mum ışığında izliyoruz maalesef. * - neredensin? - türkiye. - usame bin ladin turkiye'de saklanıyormuş, doğru mu? - hayır.. amerika'da şimdi.. beni biraz önce aradı.. yengenle berabermiş. ** - siz orda deveye mi biniyorsunuz? - evet türkiye de herkes deveye biner. deve taksileri falan vardır. deve kullanma ehliyeti almak için de 18 yaşında olmak gerekir. ben 18 yaşına girince babam bana deve alacak. * paris'te bir isveçli ile geçen diyalog - nerelisin? - türküm - hayır diilsin - neden diilmişim? - çünkü türkler sarışın, uzun boylu ve mavi gözlü olurlar - nerden kapıldın bu fikre? - hasan diye bir türkle tanıştım, o sarışın, mavi gözlü ve uzun boyluydu - bravo ya... * - siz kiz cocuklarini gömuyorsunuz deil mi - hı hı ben toprakta yetistim kök vermem uzun sürdu * - aa siz türk müsunuz? - evet. - sizin ulkenizde gece sokaga cikan insani kesiyorlarmis dogru mu? - senin gibi lavuksa keserler dogru.... ** - fırına attım olmadı, kaynattım yine olmadı. annene sorar mısın, sizin orda (türkiye'de) karpuzu nasıl pişiriyorlar? - anneme sormama gerek yok bayan, bütün türkler bilir bunu - tavada kızartacaksın! * - siz türkiyede sexs yapiyor musunuz? - hayir, biz bölünerek cogalıyoruz * - nerdensin? - turkiye - aa... bende biliyorum orayi, afrikada nijeryanin altinda degil mi? - yok ustunde gecen hafta tasindik.. * - sizin ülkede maşallah diye bi kamyon şirketi mi var? - yoo neden - her gelen türk arabasında maşallah yazıyordu * - sizde kitap var mi? - ne gibi? - yani okulda diyorum, kitaplariniz var mi? nereden ogreniyorsunuz bilgileri? - valla kitap yok, hocalar ezberlerinden anlatiyorlar. zaten hocaya bi sey olursa biz de okulu birakiyoruz
meltemavan
Yaş : 48
Kayıt tarihi : 30/10/08
Mesaj Sayısı : 153
Nerden : Karataş
İş/Hobiler : Lakap :
Konu: Geri: DÜŞÜNDÜRÜCÜ HİKAYELER Cuma Ocak 30, 2009 2:06 am
Klasik Öğretmen Sözleri
- Bunu sinavda sorarim. - Ben bunlari zaten biliyorum. - Buna benzer sorular üniversitede sik sik cikar. - Bi insan söyleneni bi defa da anlar. Afedersiniz siz aptalmisiniz?? - Arka taraf konusmayi kesin! N'oluyor orda!! - Bunun hesabini sinavda sorarim! - Burayi dikkatli dinleyin. - Bi cok ögrenci burda hata yapar! - Konusmak isteyen disari ciksin! - Kapi acik. Sizi zorla getirmiyolar buraya!! - istemiyorsan gelme! - Kimler ödevi yapmadi. - ödevleri yapmadan gelmeyin. - Bizim zamanimizda velilerimiz eti senin kemigi benim derlerdi! - ( Sinavda ) Kimse kimseye bakmasin. - ( Sinavda ) Su andan itibaren herkes birbiriyle küs! - ( Sinavda ) Kopya cekeni yakarim. - ( Sinavda ) Oglum/Kizim bi daha görmeyim. - ( Sinavda ) Oglum/Kizim kagidini ver. - Beni aptal yerine koymayin. - Ben ögrenciyken hic kopya cekmezdim. - ( Bir Soru Cözerken ) Oglum/Kizim kac defa söylicem orasi öyle degil!!! - ( Tahtada Bir Soru Cözerken ) Yanlis otur yerine! - Bu konuya fazla girmeyelim ileride göreceksiniz. - Sinava iyi calisin. - ( Nöbetci ögretmenler ) Oglum/Kizim hadi sinifiniza gecin ziliniz caldi. - ( Derse Gec Kalinca ) ilk zil ögrenciler icindir ikinciside bizim icin! - Git Müdür yardimcisindan izin kagidi al! - Cik disari!! - Siz evinizde de mi böylesiniz. - Tahtayi silin. - Neden calismadiniz. - ( Her Hangi Bir ögrenciye ) Dersleri serdin. Artik hic calismiyosun
meltemavan
Yaş : 48
Kayıt tarihi : 30/10/08
Mesaj Sayısı : 153
Nerden : Karataş
İş/Hobiler : Lakap :
Konu: Geri: DÜŞÜNDÜRÜCÜ HİKAYELER Cuma Ocak 30, 2009 2:37 am
Havaalanında aktarma yapmak isteyen yaşlı bir hanım, uçağının 2 saat gecikmeli olduğunu öğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmiş. Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, okumaya dalmış. Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğa oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini açıyor ve de yemeye başlıyor. Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış. Hatta canı o an istemediği halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış. Her halde kurabiyelerin sahibinin kim olduğunu artık anlamıştır diye düşünürken, adam bir tane daha ağzına atmaz mı? Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışma başlamış, adam bir tane, kadın bir tane. Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu hızlıca kaparak ortadan bölmüş ve gülerek kadına ikram etmiş. O sırada, kadının uçağının alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler için bankoya gitmiş. Pasaportunu çıkartmak için çantasını açtığında, ne görsün; kendi kurabiye paketi, hiç açılmamış olarak çantasında durmuyor mu? Meğer adamın kurabiyesini yiyormuş.
ahmet fatih
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 05/02/09
Mesaj Sayısı : 17
Nerden : İş/Hobiler : Lakap : efsane
Konu: Geri: DÜŞÜNDÜRÜCÜ HİKAYELER Paz Şub. 08, 2009 12:16 am
NEDİM Kİ SÜPER OLMUŞ ELİNİZE SALIK 12_L DEN FATİH BEN EFSANE HOCA EFSANE SINIF YAZDIK LARINIZ SÜPER İŞL BENİMDE Bİ KATKIM OLUR HOCAM SİTEYE